Selenay YAĞCI
4G mobil iletişim teknolojisine 8 yıl geç kalan Türkiye, 5G’ye de geç kalıyor. Türkiye’nin bu teknoloji yarışında geri kalmaması için 5G altyapısı 1,5 milyar TL dolarlık yatırım bekliyor. Uzmanlar operatörlerin tek başına altından kalabileceği bir yatırım olmadığını söylüyor. Güney Kore, Çin, İngiltere gibi ülkelerde olduğu gibi ulusal eylem planı ve devlet teşvikleri gerekiyor. Çünkü 5G’nin gecikmesinden bireysel tüketicilerden önce endüstriler etkilenecek. 5G yalnızca bir mobil bağlantı teknolojisi olmaktan öte yeni bir sanayi devrimi olarak görülüyor. Bu sanayi devriminden geri kalmak istemeyen ülkeler, 2018’den beri 5G bağlantısına geçiş yapmaya başladı.
Turkcell ve Türk Telekom geçişi erken buluyor
Türkiye’nin ise 2022 sonunda frekans ihaleleri yapması ve 2023’te de ilk sinyali vermesi planlanıyor. Türkiye Varlık Fonu şirketleri Türk Telekom ve Turkcell, 5G’ye geçişi erken bulurken, Vodafone, 5G’ye bir an önce geçilmesi gerektiğini savunuyor. Türkiye’nin 5G için en büyük zorluklarından biri ise yerlilik oranlarının yeterli seviyede olmaması olarak yorumlanıyor. Mevcut durumda 5G’ye geçiş ekonomiye ilave bir ithalat yükü getireceği tartışılıyor.
Afrika ve Ortadoğu ülkeleri 5G yatırımlarına başlamışken, Rusya, Vietnam ve Libya gibi ülkelerde 5G yaygınlaştırılıyor. Kuzey ve Güney Amerika, Avrupa, Avustralya, Çin, Japonya ve Singapur gibi teknolojiye liderlik eden ülkelerde ise 5G ağları kuruldu. Avrupa’da 2022 itibarıyla hanelerin yüzde 62’si 5G kapsama alanı içinde, bu oran ABD ve Güney Kore’de yüzde 93’leri buluyor. Abone başına yapılan sermaye yatırımlarına bakıldığında Avrupa’da 96,3 Euro, ABD’de 191 Euro, Güney Kore’de 115,4 Euro.
2027 yılında 4,3 milyar bağlantıya ulaşacak
Vodafone’un Deloitte iş birliğiyle hazırladığı rapora göre 5G teknolojilerinin kullanımı ile Türkiye’de 15 yılda toplamda 1 trilyon TL’yi aşan ekonomik etki tahmin ediliyor. Toplam GSYH’ye etkisinin 479 milyar TL’ye ulaşması beklenirken, toplam etkiler Türkiye’nin 2021’dadaki GSYH’sini yüzde 7’sini oluşturuyor. 5G’de 1 yıllık gecikmenin maliyeti ise 120 milyar TL. Operatörlerden, tedarikçilerine, teknoloji ortaklarına ve tüketicilere kadar yayılan 5G değer zincirinin 5 yılda 25 binin üzerinde istihdam oluşturacağı tahmin ediliyor. 5G’nin Türkiye’de yaygınlaştırılmasıyla üretim, toptan ticaret ve perakende, ulaşım ve depolama, bilgi ve iletişim 5G’den en çok faydalanacak sektörler olurken, bu sektörlerde gerçekleşecek gelir artışlarının toplam etkinin yüzde 70’inden fazlasını oluşturacak. 5G teknolojisi, 274 milyar TL’lik gelir artışıyla en çok imalat sektörünü etkileyecek. Onu, 153 milyar TL ile toptan ticaret, 174 milyar TL ile perakende ticaret izleyecek. 5G teknolojilerinin ihracat hacmine 103 milyar TL fayda sağlayacağı öngörülüyor.
Rapora göre; 2021’nin sonunda dünya çapında 660 milyondan fazla 5G bağlantısı bulunuyor. 2027 yılına kadar 5G bağlantıları 4,3 milyarı geçerek neredeyse 6 kat artacak. Mevcut durumda 5G teknolojileri en çok Kuzeydoğu Asya ve Kuzey Amerika’da yaygınken, 2027’de Batı Avrupa, Kuzey Doğu Asya’yı geçecek. 2021 sonunda 521 milyon kullanıcıya ulaşan dünya nüfusunun yüzde 15’ini kapsayan 5G ağları, 2027 sonunda yüzde 75’lik kapsama oranına sahip olacak. 2021’de dünya genelindeki toplam mobil aboneliklerin yüzde 8’ini oluşturan 5G 2027 itibarıyla payını yüzde 49’a çıkartarak lider konuma ulaşacak. Dünya çapındaki 5G yatırımları 2035’e kadar 3,8 trilyon dolarlık ekonomi oluşturacak ve 23 milyonluk istihdamı destekleyecek. Global ekonomik etkilerin yarısından çoğunun, 5G’ye dünyanın geri kalanından erken ve yoğun yatırım yapan Çin ve ABD’de görülmesi beklenirken Japonya, Almanya ve Güney Kore, Çin ve ABD’yi takip edecek.
En kritik nokta frekans tahsisleri
Çalışmada 5G’yi hayata geçiren ABD, Almanya, Birleşik Krallık, Çin ve Güney Kore gibi öncü ülkeler incelenerek, bazı önerilerde de bulunuldu. 5G’de en kritik nokta frekans tahsisleri olarak görülüyor. Dünyada 5G teknolojisinin uygulanması konusunda lider konumunda olan ülkelerin hepsinde orta bantta tahsislerin yapıldığı görülürken, birçok ülkede düşük bantlarda da tahsisler tamamlanmış, yüksek bantlar için planlamalar yapılıyor. Operatörlerin daha önceki ihalelerde tahsis edilen bantları 5G için kullanabilmesi performansı arttırırken, birçok ülkede uygun olan frekans bantları bu şekilde 5G için kullanılmaya başlandı.
Doğru zamanda doğru miktarda frekans kaynağının mobil şebekelere tahsis edilmesi hem yatırım maliyetlerinin düşürülmesi hem de teknolojinin beklenen faydayı sağlaması bakımından kritik. Bu noktada düzenleyici kurumların spektrum yönetimi sürecini telekom sektörü ile birlikte yürütmesi, öngörülebilir bir spektrum yol haritasının bulunması, 5G yatırımlarını teşvik edilmesi bekleniyor.
Adil frekans tahsisi şart
Dünyada ulusal 5G Planı çerçevesinde kamu ve sektör paydaşlarının bir araya gelerek stratejik yol haritası çalışmaları gerçekleştirmesi, kamusal projeler ve kamu-özel işbirliklerinin desteklenerek teknolojiye erişimin kolaylaştırılıyor. 5G teknolojisini hızlandırıcı politikalar benimsenerek ilave spektrum kaynaklarının 5G için ayrılması ve adil şartlarla tahsisi, yükümlülük ve yatırım dengesinin gözetilmesi, altyapı kurulumunun kolaylaştırılması ile 5G fiber transmisyon ve backhaul (ana taşıyıcı) erişimi düzenlemelerinin yapılması hedefl eniyor. Sektörde yatırımların sürdürülebilirliği için ortak altyapı kurulumu ve kullanımının desteklenmesi, şebeke paylaşımının teşvik edilmesi ve altyapı yatırımları önerileri öne çıkıyor.
■ Gecikmeden gerçekleştirilecek adil bir frekans tahsisi
■ Başta fiber olmak üzere 5G transmisyon teknolojilerine erişimin kolaylaştırılması
■ Ortak altyapı kurulumunun teşvik edilmesi
■ 5G teknolojisinin tam performans ile uygulanabilmesi için fiber taşıyıcı altyapı gerekli. Fiber altyapıların yaygın kullanımını sağlayacak kazı izinlerinin, pasif ve aktif altyapılara erişim gibi süreçlerin basitleştirilmesi gerekiyor
5G’nin yükselişi 4G’den daha hızlı
4G, 2009 yılında yayına başlamasının ardından 6 yılda 1 milyar abone sayısına ulaştı. 5G mobil abone sayısının aynı rakama 4’üncü yılında ulaştığı görülüyor. Çin’in 5G’ye 4G’ye kıyasla daha erken dahil olması ve birçok tedarikçinin cihazlarını piyasaya erken sürmesiyle, fiyatların daha hızlı düşmesi gibi etkenler 5G’nin süreci 4G’ye göre daha hızlı yaşamasını sağladı. Günümüzde 400’den fazla 5G uyumlu akıllı telefon modeli piyasaya sunulurken ve 2,5 yıl içinde 5G destekli akıllı telefonlar global pazarın yüzde 23’ünü oluşturdu. 4G için bu seviye yaklaşık yüzde 9 olmuştu. Kullanılmaya başlanmasından 18 ay sonra 3G ve 4G bağlantıları yüzde 2,2’lik kullanım oranını geçemezken aynı dönemde 5G, global mobil bağlantıların yüzde 5,5’inden fazlasını oluşturdu.
5G’den öncü ülkeler neler yapıyor?
● 5G teknolojisinde bayrak taşıyıcı Çin’de bu geçiş süreci, ulusal politika haline getirildi ve operatörlere birçok kolaylık sağlanırken, hükümet 5G frekanslarını doğrudan ilgili operatörlere tahsis etti. İlk 3 yıl için 5G spektrum ücretlerini kaldırıldı ve 4-6 yıl arasında kullanım ücretleri için indirim sağlandı.
● Almanya’daki ihale süreçlerinde belirlenen lisans bedeli miktarlarının diğer ülkelerle kıyaslandığında yüksek kalması ve operatörleri zorlayıcı yükümlülüklerin getirilmesi, çeşitli çalışmalarda belirtildiği üzere tüketici refahını ve süreci olumsuz etkiledi. Almanya’da mobil kapsama istenen seviyeye ulaşamayınca, 2019 yılında kırsal mobil kapsama için 1,1 milyar euro, COVID-19 sonrası dönemde ise 7 milyar Euro devlet desteği sağlandı.
● Teknolojiyi uygulamaya başlayan ülkelerin başında gelen Güney Kore oluşturduğu ulusal 5G planı ile önemli bir başarı yakaladı ve örnek oldu. Güney Kore, kapsamlı bir ulusal strateji oluşturdu ve altyapı yatırımları desteklenerek teknolojiye erişimin yaygınlaştırılması hedefl endi. Böylece, 3,5 GHz ve 28 GHz bantlarında dünyanın ilk eş zamanlı 5G frekans ihalesi, dünyanın ilk B2C akıllı telefon tabanlı ticari lansmanı dahil birçok ilke imza atıldı. 5G altyapılarının kısa sürede önemli bir ölçeğe ulaşması, kamu ve diğer paydaşlar arasındaki işbirliğiyle oldu. Güney Kore’de kırsal ve uzak bölgelerde baz istasyonlarının ortak inşası ve ağ paylaşımı teşvik edilerek operatörler arası ortaklık süreçleri kamu tarafından kolaylaştırıldı. Operatörlerin, altyapı oluşturma maliyetlerini paylaşması, 10 yılda yaklaşık 938 milyon dolar tasarruf sağlayacak.